gece düşleri


Muhteşem yalnızlıkların toz bulutlarında sayıkladığınız oldu mu, yıldızları gezegenleri başucu lambası yaparak? Yastıkların, yorganların altına vicdanınızı sıkıştırıp kibrinizi salabiliyor musunuz havalara? Peki dişlerinizin arasında unutulan umutlu sözleri hafif dil darbeleriyle yuvarlıyor musunuz boğazınızdan içeri? Ayağım kayıveriyor aşağıya.
O muhteşem gökyüzünün ekseninde saçak saçak parlayan yıldızlara bakıyorsunuzİçinizden bir şarkıyı mırıldanıyorsunuz. Bir anda gözlerinizin arasına sigara külleri düşüyor. Önce şiddetli bir yolculuğa çıkıyor gözlerinizden sonra gittikçe düşen hızıyla sağa sola kıvrılıyor dumanıyla. Bazen kurguladığımız hayaller sanki sönmemiş izmaritler gibi burkuluyor. Tıpkı düşlerimiz gibi kirli kaldırım taşlarında ufalıyoruz onları. Az daha kalsak burada ıslak göz kapaklarımızı o mavi gökyüzünün altında açacağız.Sabah mı oluyor yoksa aydınlığa mı erişiyor düşlerimiz. Onlarla birlikte tüm Samanyolu söndürüyor sigarasını.Oysa siz dudak ucunda parlayan uçurumlara alışkınsınız. Nereden çıkıyor bu Samanyolu?“Küller” diyorsunuz, yeniden mi düşecek göz kapaklarımıza?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

yağmur metaforu

KÖRYARGI