yağmur metaforu


Vaktini bekleyen nehir akarken aynı suda kaç kere yıkandığını bilmeyen kederim, inadına yağmuru beklerdi  ve tüm o kaçışmalara inat ben yine tek kişilik kalabalıklara inanırdım. Yüzümüze düşen damlalar maskemizi eritmeye yetmese de vicdanımıza dökülüyordu tek tek.
Severdim yağmurun ıslatmasını eğer yetişecek bir yerim olmasaydı, hedonistliğime dem vururdu gücümü sınaması.
Büyük haz!

Zamanla farkettim ki eksik kalıyor artık damlalar, inancımı eksiltiyor. İpin ucunu bir yerden söken ipe sapa gelmeyenler günah kavramımı bozuyor. Tanrıları unuttum önce, inandığınız bütünlüğüne dair tezatlığınızdan sonra sesleri çürüttüm, yakarışı olmak istediğiniz menfaatlerinizden.
Mesela;
bu yıl tanıştığım bütün fahişeler annem olmak istedi bense bütün adamları öldürdüm sırf babama benziyor diye.Bu yıl tanıştığım bütün adamlar ise tenimde üçüncü dereceden deprem yanığı babam gibi, bense bütün kadınları doğurdum sırf anneme benzesin diye.
Gücümün sınırına erişemiyorum artık. Boynuma ip gibi dolanıyor yalnızlığımda o yağmurlar. Yetişecek bir yerim yok bir bekleyenim ya da beklediğim de.Kaçmadıkça ıslanmaktan tüm gardlarımı dağıtıyorum.
Büyük vicdan!

İçimde ölü çocuklar kıyıya vuruyor sırılsıklam. Sonsuz bir  şefkatle yaşatıyorum kendimi!
İçimde bir yerlerde azarlanmayı bekleyen çocuğu tanıyorum
Yine kendi köklerimi sulamakla yetiniyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KÖRYARGI

gece düşleri